Beynimle Olan Savaşım
- Malibilgic
- 13 Mar 2022
- 2 dakikada okunur

Bakın öyle alelade bir savaş vermiyorum ben bu ağzına tükürdüğümün beyniyle.
Yolda yürüyorum. Yanımdan bir adam geçiyor. Fötr şapkalı. Elinde bir çanta var. Bond. Bond çantanın içinde ne var acaba diye düşünürken parkasının içine gidiyor eli. Bir kağıt çıkarıyor, bana veriyor yanımdan geçerken. Ne olduğunu anlamadan alıyorum, boşluğuma geliyor. Adam yanımdan hızla geçip gidiyor. Daha kağıtta ne yazdığını okuyamadan silah sesi duyuluyor. Karşımda iki adam, ellerinde silah. Bana doğru doğrultmuşlar. Hemen yere çömelip korunmaya çalışıyorum. Arkama bakarken bana kağıt veren adamın yerde cansız yattığını görüyorum. Silahlı adamlara bakıyorum, yoklar. Gitmişler.
Dibimden geçen tramvay olmasa uyanamazdım herhalde. Not defterimi
çıkarıp not alıyorum bu aklımdan geçenleri. Yolun karşısına geçip devam ediyorum yoluma.
Tüm gün zaten aşırı düşünmek dedikleri olayla boğuşuyorum. İş güç bir yandan beynimi bıçakla meyve soyar gibi soyuyor. İşler güç işler, güçler zor işler. Bir yandan kafamda oyunlar, senaryolar. Hepsi birbirine giriyor.
Bir de lanetim var benim. Vücut dilinden, davranışlardan ya da cümle kuruşundan, tonlamasına kadar kimin nasıl biri olduğunu ve neyi niye yaptığını anlayabiliyorum. Bu yüzden insanların duygularını, düşüncelerini şak diye anlayabiliyorum. Hal böyle olunca en ufak içten pazarlık, en ufak anlamam zannedilen şey beynimde yerini buluyor. Bunları yüzlerine vurmak yerine, içime atınca içimde de bir çürüme baş gösteriyor... Ben bu sürekli başlarını gösteren sıkıntıları ne yapacaksam, götüme sokarım artık.
E hayallerim de var mesela. Yani olsa güzel olur dediğim şeyler. Ne zamandır kurrmuyorum ama. Bir ara kurdum bıraktım. Pek bi faydasını göremedim çünkü. Bir ara kuracak olursam döner bakarım önceden nasıl kurdum diye.
Oyun varsa kafamda mesela, başka hiçbir senaryoya-oyuna odaklanamıyorum. İlla o oyun bitecek! Bitti diyelim. Başka oyun gelip yerleşiyor beynime. E mecbur o da bitecek!
Aklım kafamı uyuşturucak kadar hızlı çalışıyor. Yetişemiyorum. Salıyorum ne bok yerse yesin. Ver anasını satayım derdi de kederi de bombok düşünceleri de. Hepsi girsin birbirine.
Beynimde kırk tilki dönmeye başlıyor, kırkının da kulpu kırık küp!
Bakın ben bu beyni sevmiyor değilim. Tek şartım var. Ben taşımayayım. En azından ara sıra. Bırakıp, dinlenip gelebileyim.
Bir sigara yakıyorum. Şarkılar iyidir, sığınalım.
Topluyorum çantamı, not defterime aldığım notu yırtıp cebime koyuyorum. Çantamı alıp şapkamı takıp çıkıyorum dışarı. Hava soğuk, acelem var. Hızla yürüyorum yolda. Aklım notta. Kurtulmam lazım, beynimde fazladan tek cümleye yer yok. Ölmek üzereyim, beynimde yer kalmamış. Hızlanıyorum. Çözümü buluyorum. Kısa yoldan kurtulmak lazım. Birinin yanından geçiyorum. Uzun boylu, saçları dalgalı zayıf biri. Bir anda notu eline tutuşturup yanından geçiyorum. Hızlanıyorum. Son duyduğum şey silah sesi. Yığılıyorum yere. Neden vuruldum şimdi? Yere düştük, ölüme bile düşe kalka gittik demek ki.
Notu verdiğim adam notu açıp okuyor.
''Uyan!''
Comments