Yolun Yanlış Tarafı

Hep yolun yanlış tarafında yürümüşüm.

Omzumda yüklerle, yola çok inanarak ilerlemişim.

Tek bir kişi için önemli olmak bana yetecekken bu hayatta, kendim için bile önemsizleşmişim.

Ayağıma taşlar takılmış, çukurlara düşmüşüm aldırmamışım. Yola inanmışım.

Hep yolun yanlış tarafında yürümüşüm.

Bazen haddimi aşıp koşmuşum. Güçlenmişim bazen. Bu inanç beni güçlendirmiş. Hızlandırmış.

Bazen durmuşum, günlerce ilerlememişim. Yolun sonuna bakıp umutla dolmuşum. Orada, demişim. Orada bir yerlerde. Biliyorum, çünkü oraya gidiyorum.

Çantamdaki her şeyi yolda tüketmişim. Sonuna gelince hepsi anlamlı olacak, hepsi daha da güzel şekilde geri gelecek diyerek.

Hep yolun yanlış tarafında yürümüşüm.

Cebimde bikaç parça yadigar. Onları korumaya çalışarak, savaşarak ilerlemişim. Çok işaret çıkmış karşıma 'geri dön' diyen. İnatla yıkmışım o işaretleri, kavga etmişim onlarla, yoluma devam etmişim.

Ağlamışım. Her ağladığım yeri işaretleyip, buradan geçtim ve gittim demişim. Bilinsin.

Hep yolun yanlış tarafında yürümüşüm.

Yalnız hissettiğimde yine o yola sarılmışım. Ayaklarım artık yolun bir parçası, ellerim her bir taşın tadı olmuş.

Karşıdan gelenlere hiç sormamışım ne var olun sonunda diye. Duymak istememişim. Biliyormuşum, inanıyormuşum. Kim ne derse desin, ben gidiyormuşum.

Hep yolun yanlış tarafında yürümüşüm.

Yolun sonuna vardığımda gördüm bunu. Yanlış taraftan yürümüşüm. Dizlerimin üstüne çöküp inkar ederken, yanımda sarılacak bir şeyler aradım. Yoktu. Hepsini yolda tükettim. Bir inanç uğruna çekilen acıların hepsi aynı anda üstüme kapaklandı.

Hep yolun yanlış tarafında yürümüşüm.

Ve uzun zamandır... Geri dönüp başladığım yere dönsem bile, hiç ilerlememiş başladığım yere geri dönmüş olacağım. Yolun diğer tarafının vardığı yere de ne hevesim ne inancım kaldı.

Ağladığım, savaştığım, kavga ettiğim her yer işaretli. Geri dönerken bir de onlarla karşılaşacağım bir bir iyi mi?

Şimdi şu uçurumdan aşağı bakarken... Bu beklenmedik uçurum için hep yolun yanlış tarafından yürümüşüm.

Bir süre buradayım, bu uçurumun başında. Anlamı varsa eğer bu beklenmedik uçurumun, onun için yılmadan yürüdüğümdendir. Anlamı varsa eğer bu dibi karanlık yarığın, ben değerli olan her şeyi onun için harcadığım içindir.

Yolun diğer ucunda ne var bilmiyorum. Ben bir süre buradayım. Arkamı dönüp gittiğimde, bu uçurum, bu yarık değerli olacak. Ben yaptım bunu diyeceğim. Arkamı dönüp, gideceğim.

Hep yolun yanlış tarafında yürümüşüm.

Diğer tarafın da doğru olduğunun hiçbir garantisi yok.

Diğer taraf doğru olsa bile, artık bir önemi yok.